Free songs
Ana Sayfa / Genel / Siyasetin “eğitim” kalitesi

Siyasetin “eğitim” kalitesi

Siyasetin “eğitim” kalitesi yükseliyor

Milletvekili aday listelerine bakıldığında listelerin ortalama eğitim düzeyinin oldukça yüksek olduğu görülmektedir.

Önceki yıllardaki bir genel seçim arefesinde yapılan ve bazı parti yöneticilerine sunulan ve yorumlamam için tarafıma da verilen bir çalışmanın seçmen kitlesinin eğitim düzeyleri ile bölümündeki veriler beni büyük hayrete düşürmüştü.

Bugün de ana çizgileriyle geçerli olan bu verilere göre bütün seçmen kitlesi içinde okur-yazar olmayanlar ve sadece okuma-yazma bilen yani hiçbir diploma alamamış seçmenlerden oluşan “diplomasız seçmen” oranı önemli bir oran teşkil etmektedir. TÜİK verilerine göre bugün bu oran her yıl biraz daha azalmakta ise de aradan geçen sürede eğitim düzeyindeki artışa paralel olarak %13 olarak hesaplanmaktadır. İlköğretim veya ortaokul mezunu seçmenlerin genel seçmen kitlesi içindeki oranı % 49,38’dir. (1)

Yine TÜİK verilerine göre bugün tüm seçmenler içinde lise ve dengi okul mezunları %22,29, yüksek okul mezunları ise % 9,92’lik bir oran teşkil ediyor. Geriye kalan seçmenler ise ilk veya ortaokul mezunudur.

Özetlenecek olunursa seçmenlerin okumuşluk düzeyine bakıldığında net olarak görülen bir husus olarak; seçmen kitlesinin eğitim düzeyi ortalamasının oldukça düşük olduğu söylenebilir.

 

Oy Eşitliği ve Eğitim Düzeyi Çelişkisi

Tek kelimeyle ‘az okumuş seçmenler’in çoğunluğunu teşkil ettiği bir seçmen kitlesi 12 Haziran 2011 günü ülkenin yönetimine talip parti ve kadroları “değerlendirerek” yaptığı “tercih” ile ülke kaderine egemen olacak kadroları seçecektir.

Ülkemizin genel tablosu açısından hiç de iç açıcı olmayan bu demografik gerçekleri görünce bugüne kadar yapılan seçmenlerin eğilimini “değerlendirme” ve “tercih”lerini yorumlamak daha kolaylaşırken, bazı siyasi kadro ve ideolojik söyleme sahip partilerin iltifata mazhar olamayışının gerekçeleri de anlaşılabilir hale gelecektir, sanırım.

Bugüne kadar genel-geçer popülist söylemlerin tesiriyle bu satırları okuyan bazı okurların “seçkinci bir tavır” içinde olduğumu sanmalarını istemem. Açıkça söylemem gerekirse, seçimlerde kişilerin aldığı diplomalara endeksli bir oy kullanma yetkisi olmasını istemiyorum; sadece bir sosyolojik gerçeğe işaret ediyorum. (Ayrıca ülkemizde bitirilen lise veya fakültelerin ‘cehalet’i ne derece giderdiği de çok su götürür.) Yine de –nasıl anlaşılırsa anlaşılsın- şunu belirtmeden geçemeyeceğim ki ülkemizin seçmen kitlesinin çoğunluğu “normatif kriterlere göre” cahillerden teşekkül etmektedir.

Şimdi böyle düşük bir eğitim niteliği arz eden bir kitleye yönelik “ideolojik temalarla örülmüş bir parti programı”nın mı yoksa “delikanlılık raconu temelli bir dil” ,”gıda paketi, kömür çuvalı” kullanılan ve “popüler arabesk şarkılar” üzerine kurulu bir propaganda kullanmanın mı daha etkili olacağının yanıtı tartışılmaz derecede açıktır.

 

Aday Listelerinin Eğitim Durumu

11 Nisan 2011 günü YSK’ya teslim edilen milletvekili aday listelerine genel olarak bakıldığında listelerin ortalama eğitim düzeyinin oldukça yüksek olduğu görülmektedir. Bu durum dikkate alınırsa oluşacak TBMM’nin eğitim düzeyi yüksek milletvekillerinden oluşacağı da söylenebilir. Bir örnek olmak üzere AKP’nin milletvekili adaylarının eğitim düzeyleri ile ilgili bilgileri değerlendirdiğimizde bunu görebiliriz. AKP’nin milletvekili adaylarının yüzde 60’ı üniversite mezunu iken yüzde 20’si ise lisansüstü eğitime sahip, yüzde 12’si doktoralı, lisans mezunu adayların oranı ise yüzde 1 olurken lise mezunu aday oranı yüzde 4, ortaokul mezunu aday oranı yüzde 2 olarak çok düşük düzeylerde kaldı. AKP adaylarının öğrenim durumlarına göre sayısal dağılımı da şöyle: Doktora: 68, Lisans Üstü: 112, Lisans: 334, Ön Lisans: 6, Lise: 20, Orta: 10. (2)

Sağlık sektöründen milletvekili aday listelerine girenlerin sayısı da adayların ortalama eğitim düzeyi hakkında bir fikir verebilir: CHP milletvekilliği aday listelerinde 48 doktor, 19 eczacı, ve 7 diş hekimi yer aldı. MHP adayları arasında 41 doktor, 6 eczacı, ve 6 diş hekimi bulunuyor. AKP’nin milletvekilliği adayları arasındaki doktor sayısı 27, eczacı sayısı ise 13 var.

Bu örnekler seçimlerle oluşacak TBMM’nin eğitim kalitesi hakkında ümitli olmayı gerektiriyor.

 

Kamuoyu Araştırmaları ve ‘Okumuş’ Seçmenler

Her seçim döneminde olduğu gibi bu seçim döneminde de çeşitli kamuoyu araştırmaları ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu araştırmalarda seçmenlerin eğitim düzeyi de bir parametre olarak sorgulanmaktadır. Seçmenlerin eğitim düzeyleri ile partilere oy verilme eğilimi karşılaştırıldığında ilginç veriler ortaya çıkmaktadır.

Okur-yazarlık yönünden “cahil” denebilecek seçmen kitlelerine ulaşmakta kitap, dergi, gazete, broşür gibi anlaşılması için zihni bir çaba gerektiren gereçlerin kullanılamayacağı açıktır. Bu kitlelere ulaşabilmekte teknolojik gelişimin sunduğu bir imkân özel ulusal-bölgesel ve yerel televizyon kanallarının kullanılmasıdır. Seçmen kitlesinin %62’sinin lisealtı düzeyde eğitim almış insanlardan oluştuğu düşünülürse ideolojik söylem sahibi partiler için seçim kampanyasının bu geniş fakat az eğitimli kitlelere erişimi için etkin olabilecek başkaca kanallar bulunması gereği de ortadadır.

Bir örnek vermek gerekirse, lise ve üniversite mezunu nisbeten daha iyi eğitimli seçmenler arasında MHP eğilimli seçmen oranı Türkiye ortalamasının oldukça üzerindedir. Yapılan bir araştırma da bugün bir seçim olsa oy kullanacak olan seçmenlerden MHP’ye oy vereceğini beyan eden seçmenlerin ortalama eğitim düzeyinin genel seçmen kitlesinden ileride olduğunu göstermiştir. (3) Bu araştırmaya göre lise mezunları arasında bu oran %41 (Türkiye ortalaması %27) iken üniversite mezunları arasında %17 (Türkiye ortalaması %12) olarak ayrışmaktadır. Bu eğitim yönünden kaliteli kitle içindeki sempatizanlar harekete geçirilebilmeleri halinde seçim kampanyasının en etkin unsurunu teşkil edebilir.

 

TV’lerdeki Siyasi Reklam Kampanyaları

İlk kez 2011 seçimlerinde özel TV’lerden siyasi reklamlara izin verilmiş olması partilerin seçim kampanyalarının önemli bir ayağı olarak TV reklam kuşaklarını kullanmalarını zorunlu hale getirmektedir. CHP’nin TV reklamlarını kullanmağa seçim takvimi ilan edilir edilmez başlamış olması bu gerçeğin farkında olunduğunun bir göstergesi olarak anlaşılabilir. AKP ve MHP’nin TV’lerde dönen reklam klipleri henüz ortada olmadığı için bu konuda bir karşılaştırma yapılması mümkün değildir.

Ülke genelinde yayın yapan çok izlenen kanalların olumlu ve hatta olumsuz anlamda milli-manevi duyarlılıklara seslenen partilere “öncelikli ve ayrıcalıklı” olarak yer verdikleri bugüne kadar görülmemiştir; bundan sonra da görülebileceğini sanmıyorum. Ancak potansiyel MHP ve SP seçmen kitlelerine seslendiği bilinen milli, muhafazakâr çizgide yayın yapma niyetiyle yola çıktıklarını deklare etmiş yayın kuruluşlarının düzenleyeceği açık oturum, panel gibi siyasi içerikli toplantılarda sözcülerine yer vermeleri için gerekli girişimlerde bulunmaları şarttır. Bazı TV kanallarının sermaye yapılanmaları gereği bazı siyasi partilere yakın –hatta iç içe- olmaları bu ilişkiyi güçleştirecektir ki bu durumda hemen her ilde yayın yapan bölgesel-yerel kanallar vasıtası ile seçmen kitlesine ulaşılabilmesi yolu da zorlanmalıdır.

MHP, SP, HSP gibi nisbeten ideolojik söyleme sahip partiler söz konusu edildiğinde maddi imkânları, medya desteği ve görsel-yazılı iletişim imkânlarına sahip olma yönüyle rakibi partilere göre zayıf ancak geleneksel olarak “büyük bir dava”ya talip ideoloji partilerinin önünde kendilerini kamuoyuna sunma yolunda aşması gereken çok büyük engeller vardır.

Özgün siyasi siyasi söyleme sahibi partiler için bu engelleri aşmanın en etkin yolunun eğitimli sempatizanları etrafında genç, dinamik ekipler oluşturarak yüksek öğrenim gençliği ve toplum içinde önder konumundaki sosyal baskı gruplarından başlamak suretiyle birebir ilişkiler ile ulaşılabildiği kadar geniş bir kitleye ulaşmak hedeflenmelidir. Bu suretle kazanılacak sempati kanallarının işlemesi üçüncü kişiler üzerinden geniş kitlelere ulaşılmasını kolaylaştıracaktır.

 

——————————

(1) Seçmenlerin eğitim düzeylerinin hesaplanmasında TÜİK’in nüfus verilerinden yararlanılmıştır.

Bitirilen eğitim düzeyi, cinsiyet ve yaş grubuna göre nüfus – 2010

http://tuikapp.tuik.gov.tr/adnksdagitapp/adnks.zul?kod=2

(2) http://www.hurriyet.com.tr/gundem/17524398.asp?gid=386

(3) Bekir Ağırdır, MHP seçmeni kimlerden oluşuyor? T24.com.tr, 21.03.2011.

http://www.t24.com.tr/content/authors.aspx?article=3406&author=42

 

Hakkında editor

Yoruma kapalı.

Yukarı Kaydır