Bengü-TürkTV Yeni Yayın Dönemine Başlarken…
Dr. Hayati BİCE
– Pozitif Ülkücülük Yolunda Başarı Dileklerimle –
Türkiye’de medyanın ülkücü harekete yaklaşım çarpıklığını işlediğim önceki yazımda, birkaç satırla da Bengü-TürkTV’nin yayınlarının yetersizliğine temas etmiştim. Bu nedenle yeni bir döneme girerlerken Bengü-TürkTV için yeni bir şevk ile yola çıkan ülküdaşlarıma, haksızlık ederek yolun başında taş koymak istemesem de, Bengü-TürkTV’den beklentiler ve bazı teklifler konulu bir yazı yazmak zorunluluğunu hissettim.
Yazımın haberiniz.com.tr okurlarına sunulduğu günün (19 Eylül 2012) akşamında Bengü-TürkTV, İstanbul’da Yıldız Teknik Üniversitesi Hisarüstü Sosyal Tesisleri’nde gerçekleştirilen ve canlı olarak yayınlanan “Dayanışma Gecesi” ile yeni bir döneme giriyordu. “Güçbirliği” adı ile programı izlerken 5 yıldır yayında olduğunu öğrendiğim Bengü-TürkTV’nin Yönetim Kurulu Başkanlığı’na gelen Ahmet Turgut ve diğer yönetim kurulu üyeleri, TV çalışanlarının da gayretleri ile ülkücü hareketin medyadaki sayılı seslerinden birisini güçlendirme yoluna koyulmuştu.
Ülkücü hareketin sanat dünyasındaki güçlü seslerinden Ahmet Şafak ve Mustafa Yıldızdoğan’ın eserleriyle ses verdiği dayanışma gecesine katılan konuklar, ülkücü camianın iyi bilinen isimleriydi. Geceye katılan MHP yöneticisi ve milletvekillerinden canlı yayına konuk edilen isimler arasında Dayanışma Gecesi’nin başlangıcındaki dua faslında birkaç kez kameranın yakaladığı TBMM Grup Başkanvekili ve MHP İstanbul Milletvekili Meral Akşener, MHP Genel Başkan Yardımcıları Mevlüt Karakaya, Sadir Durmaz, Ruhsar Demirel, Mustafa Erdem, Reşat Doğru, MHP İstanbul İl Başkanı Abdurrahman Başkan dikkat çekiyordu. Umarım, geceye katılanlar Bengü-TürkTV ile ilgili övgülerini, destek vaadlerini “kuru bir laf” olarak bırakmazlar ve ülkücü hareket, iletişimin en önemli silah olduğu siyaset arenasındaki bu en önemli silahtan mahrum kalmaz.
“Bengü-Türk Adını ‘Bilge Lider’ Koymuştur.”
Bengü-TürkTV Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Turgut, Dayanışma Gecesi’nde yaptığı konuşmada, ülkücü harekete hitap eden TV olarak bilinen kanalın isminin “Bengü-TürkTV” olarak, MHP Lideri Dr. Devlet Bahçeli tarafından konulduğunu söyledi.[1]
Bengü kelimesi kadim Türkçe’de ‘bengi’, ‘mengü’, ‘mingi’ gibi versiyonlarıyla ‘ebedi’, ‘sonsuz olan’ anlamları taşır. Orhun Anıtları Bengütaşlar olarak bilinirken, eteklerinde kadim atalarımın yaşadığı Kafkasya’nın en büyük zirvesinin Mingi-Tav (Sonsuz Dağ) olarak bilinmesi, kelimenin Türk zihin haritasındaki yerini ortaya koyar. Bu yüzden ülkücü harekete hizmet maksadıyla yayında olan bir kanalın adının Bengü-TürkTV olarak verilmesi bilinçli bir tercih olmuştur.
“Ahh, Bu Ülkü… Ahh, Bu Yetersizlikler!…”
Bengü-TürkTV ile satırlarımın da yer aldığı önceki yazımın yayınlandığı bir sitede yer alan, -sanıyorum Bengü-TürkTV’ye emek veren- bir ülküdaşımın sitemindeki haklılığı, canlı yayında kanalın arka odası olan reji masası ile ilgili VTR’yi gördüğümde, teslim etmek zorunda kaldım. Yorumcu ülküdaşımız “Uzaktan davulun sesi hoş geliyor da, Bengü-TürkTV çalışanlarının kısıtlı imkânlarla yaptıkları emekleri küçük düşürmeye çalışılmasın. İyi programlar yapmak herkes ister…” şeklindeki yorumu ile kanalın finansman güçlüklerine dikkat çekmişti.
Bugüne kadar birkaç TV kanalında çekimlere katılıp stüdyo teçhizatlarını ve teknik eleman kadrosunu gördüğüm kanallar ile kıyasladığımda sınırlı imkânlarla ve dar bir kadro ile yayın yapan bir ekibe haksızlık ettiğimi düşündüm. Haklarını helal etsinler.
Bengü-TürkTV genel yayın yöneticisi Murat İde’nin yaklaşık 10 dakikalık VTR’de söyledikleri medya organları arasında Bengü-TürkTV’nin konumunu gayet net olarak ortaya seriyordu.[2] Angelina Jolie’nin Hatay’daki mülteci kamplarını ziyaretinden tutun da, Bingöl’deki PKK saldırısında 10 Mehmetçik şehid edilme haberleri verilirken yaygın TV kanallarının sergilediği duyarsızlığa kadar İde’nin konuşmasının her satırı Türk Milliyetçileri için Bengü-TürkTV’nin ne kadar önemli olduğunun bir kanıtı idi.
Bengü-TürkTV Ne Yapabilir? Ne Yapmalı?
Ancak yayın politikasının bilinçli olarak şekillendirilmesi ve “Ülkücü bir TV kanalını, onlarca diğer rakibi arasında, öne çıkartabilecek fark ne olmalıdır?” sorusunun ciddi olarak tartışılmasından sonra oluşturulacak bir yayın politikası ile sınırlı imkânlarla bile etkili ve etkileyici bir yayının gerçekleştirilebileceğine inanıyorum. [3]
Burada bir öneri olarak belirtmek isterim ki; ülkücü hareketin hafızası olan isimlerle yapılacak video kayıtlarına dayanarak hazırlanacak drama-belgesellerin hem ülkücü hafızanın canlı tutulmasında, hem de ülkücü kuşaklar arasında ülkücü mirasın aktarılmasında faydalı olacağını düşünüyorum. Her türlü teknik ve kurgu aksaklığına rağmen “Ülkücüler” filmimin en önemli sahnelerinin ülkücü hareketin mazisine dair tanıklıkları yansıtan sahneler olduğunu düşünürseniz bunun önemi anlaşılacaktır.
Adı-namı dünyayı tutmuş haber kanallarında, hep aynı isimleri; ‘ahbap çavuş muhabbeti’ne dönüşmüş Haber-Tartışma programlarında izlemekten bıkmış olan ülkücülerin, artık hem biyolojik olarak hem de fikri yönden olgunlaşmış olan Ortadoğu gazetesinin ilgi çeken yazarları olan Yıldıray Çiçek, Şükrü Alnıaçık, Neval Kavcar, İsmail Özdemir gibi isimleri dinlemek istediklerini biliyorum. Bu sayede ‘ülkücü kanaat önderi’ denildiğinde “Ozan Bilmemkim” ya da “Eskitilmiş Ülkücü Feşmekanca”dan başkasını hatırlayamayan medya da yeni nesil ülkücülerden birkaç tanesi ile tanışmış olur.
Bengü-Türk TV’nin Kültür-Sanat İçeriği Nasıl Olmalı ?..
Bugün az-çok mürekkep yalamış her ülkücü aksakalın en önemli şikâyetinin yeni yetişen ülkücü kuşakların Türk kültürü ve tarihi konusundaki yetersizliği olduğunu biliyorum. Bu yetersizliğin giderilmesinde ülkücü yazar ve sanatçıların eserlerinin tekrar tekrara gündeme getirilmelidir. Ülkücü literatürün ana kaynaklarının, başta Başbuğ Türkeş’in “Dokuz Işık” eserinin bölüm bölüm tartışılması olmak üzere ele alınması da faydalı olacaktır. Meselâ, Dokuz Işık’ın “Ahlâkçılık” kuralı, bütün ülkücüler tarafından yeterince içselleştirlmiş olsa idi; son seçim öncesindeki süreçte MHP’ye büyük bir darbe vuran kasetlerle sergilenen skandallar vukua gelebilir miydi? Ya da bu türden seviyesiz vukuatı olanlar, ülkücü kitleler önüne çıkacak yüz bulabilirler miydi? İyi düşünülmeli…
Bilinçli ülkücü nesiller hedefine varılabilmesi için Orhun Anıtları’ndan başlanarak Kutadgu Bilig, Divânu Lugâti’t-Türk, Divân-ı Hikmet, Mesnevî gibi Türk kültür tarihinin maneviyatını şekillendirmiş muhteşem zirveleri; İmam Maturidî, Yusuf Has Hacib, Ahmed Yesevî, Yunus Emre, Hacı Bektaş Velî, Mevlana Celaleddin Rumî gibi isimler yeniden, yine yeniden gündeme getirilmelidir. Ancak bu şekilde, Bengü-TürkTV’nin inanç ile ilgili dinî nitelikli programları diğer birçok cemaat, tarikat, hizib kanallarının bir taklidi olmaktan; ya da TRT’nin Demirbaş markalı bayat sunumlarının yeni örneklerinden kurtarılabilir.
Aynı şekilde rahmetli Ziya Gökalp, Erol Güngör, S. Ahmed Arvasi, Durmuş Hocaoğlu gibi rahmet-i Rahmana kavuşmuş fikir adamlarımızın eser ve düşünceleri gündeme getirilerek nisyana mahkûm olmaktan kurtarılması ve bu eserler temelinde Türk milliyetçiliği ideolojisinin yeniden üretilmesi, daha ileri ufuklara taşınması için öncülük yapılmalıdır.
Türk milliyetçiliğinin edebiyat dünyasındaki zirve ismi Emine Işınsu’yu, ancak eserlerinden tanıyan genç ülkücüler için, Emine Işınsu ve eserlerini yakında tanıma imkânı sunan bir belgesel program ne kadar ilgi çekici olur. Ya da Prof. Dr. İskender Öksüz’ün ulkunet.com ile pırıltılı bir eserini hayata geçirdiği “ülkücü akıl”, hava kadar, su kadar ihtiyacımız iken, efsanevî Devlet-Töre dergilerine yeniden hayat veren bu realitenin farkındalığını ülkücü kitle arasında yaygınlaştırmak zorundayız ve bunun en iyi, en kolay erişilebilecek yolu da TV programlarıdır.
Bengü-TürkTV’nin yeni yayın dönemini giriş programını izlerken hemen aklıma gelen bu öneriler elbette ülkücü camianın düşünen beyinleri tarafından daha da çeşitlendirilebilir. Bu yazımın, bu konuda biraz kafa yormasını istediğim –başta haberiniz.com.tr yazarları- ülküdaşlarım için bir çığır açıcı işlevi görmesini ve böylece ülkücü hareketin toplam kalitesinin yükseltilmesine katkıda bulunmasını dilerim.
Bengü-TürkTV’nin Yolu da, Bahtı da Açık Olsun!..
Son olarak, Bengü-TürkTV’nin daha etkin bir televizyon kanalı olması için gayret gösteren herkese, Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Turgut ve genel yayın sorumlusu Murat İde’nin şahıslarında “pozitif ülkücülük”yolunda başarılar dilerim.
_________________________________________
İletişim: http://www.hayatibice.net
[1] Bengü-TürkTV Dayanışma Gecesi’nde Ahmet Turgut’un konuşmasının video kaydı için bkz:http://www.benguturk.com/videogaleri.php?HID=2272
[2] Bengü-TürkTV Dayanışma Gecesi’nde sunulan Murat İde’nin “gazetevilik” dersi için bkz:http://www.benguturk.com/videogaleri.php?HID=2276
[3] Bu yazının yazıldığı gün benguturk.com sitesinden aldığım yayın akışı, ilgili kanalın genel izleyici bir yana ülkücü kitle için ne derecede cazibesi olacağını düşündürecek niteliktedir.
BengüTürk-TV 21.09.2012 Tarihli Yayın Akışı
08.00 Gün Doğdu
10:00 Haber Merkezi
11.00 Haber Merkezi
12.00 Haftaya Bakış
13:00 Haber Merkezi
14.00 Haber Merkezi
15.00 Haber Merkezi
16:00 Günün Raporu
17:30 Çizgi Film
18.00 Editörün Notları
18.30 Ana Haber
20:00 Etimesgut Anadolu Günleri
22:30 Ana Haber(Tekrar)
23:15 Günün Raporu(Tekrar)