Dr. Hayati BİCE: FİRARİ SEVDAM / Ahmet Aytaç
‘FİRARİ SEVDAM’ın YAZDIRDIKLARI
7 Haziran 2015 seçimlerinde yurtdışında kullanılan oyların sayımı bittiğinde MHP’nin aldığı sonuç, ülkücüleri derin düşüncelere saldı. 12 Eylül döneminde, “ülkücü hareket”in kaynağında kurutulması çalışmaları amansızca sürdürülürken “cansuyu” sayılabilecek maddi destekleri hiçbir zaman unutulamayacak olan, Avrupa’da çalışmaya gitmiş olan ülkücülerin yarım asırlık çabalarının MHP’ye verilen oy olarak seçim sandığına yansıyan oranı % 9,08 ile Türkiye ortalamasının çok altındaydı. MHP’nin yurtdışında yerleşik seçmenlerden alabildiği oy sadece 83.383 olmuştu ve bu %9,08’lik oy oranı benim gibi, pek çok ülkücü için de hiç beklenmeyen ve asla kabul edilemez bir sonuçtu.
Avrupa’da “Türk Federasyon” adı ile –daha sonra ortaya çıkan ATİB ve Nizam-ı Âlem kuruluşlarını da dâhil edebiliriz- örgütlenen ilk siyasi gruplardan olan milliyetçi/ülkücülerin çoğu ülkede ilk üçe bile girememeleri de asla tahmin edilemezdi. Yurtdışı oylarının sayımına göre MHP, yurtdışında oy kullanılan 55 ülkeden sadece 12’sinde ilk üç sıraya girebilmiş ve sadece Arnavutluk’ta sandıkta birinci olabilmişti. 43 ülkede ise ilk üçe bile girilememesi ortada görmezden gelinemeyecek bir sorun olduğunun açık kanıtı idi. (1)
Bu sonuçları değerlendirirken bir an için, üç yıl kadar öncesine gittim. Hollanda’ya “Türk Dünyası ve Ahmed Yesevî” konulu bir konferans vermem için davet edilip, üniversiteli Türk gençleri ile mükemmel bir organizasyonda buluşmuştum. TASA Derneği çatısı altında pırıl pırıl Türk gençleri tanışmak benim için tarifsiz bir mutluluk kaynağı olmuş ve “pozitif ülkücülük” yaklaşımıma güç vermişti. Belçika’dan görüşmek üzere Amsterdam’a çıkıp gelen Avrupa’daki “kaçak/sürgün” günlerinden gıyaben tanıdığım Ahmet Aytaç ile bir akşam yemeğinde buluşmamız da Hollanda gezimin önemli anıları arasındaydı. Özel sohbetimizde yıllardır Avrupa Türklüğü ile ilgili yazılar ve daha sonra “Firarî Sevdam” adlı bir roman yazarak ülkücülerin yurtdışı örgütlenmesindeki aksaklıklara dikkat çeken Ahmet Aytaç ve üniversiteli Türk gençleri ile artık üçüncü kuşaktan gençlerimizin üniversite çağında olduğu Avrupa ülkelerindeki milliyetçi/ülkücü çalışmalar konusunda önemli değerlendirmeler yapılmıştı.
Yurtdışı seçim sonuçlarını görünce o günkü değerlendirmeleri hatırladım, ister istemez. “12 Eylül’de Ülkücüler”i anlatan edebiyat eserlerini değerlendirme çalışmalarımda Avrupa’da yaşanan günleri anlatan -hemen hemen tek eser olduğunu sandığım- Ahmet Aytaç’ın “Firarî Sevdam” eserini işte böylesi bir arkaplan çerçevesinde dikkatle okudum.
Ahmet Aytaç’ın kendi yaşadığı gerçeklikler ile eserinin sinemaya uyarlanacağı düşüncesiyle bazı ‘seyirci tavlamaya yönelik’ kurmaca sahnelerinin karışımından oluşan eseri, benim için değerli kılan Avrupa’daki Türk dernekleri etrafında toplaşan insanlarımızın ruh halini çok çıplak bir şekilde yansıtan içeriği idi. Eserin güncel bir tarafı da, bölücü terör örgütü PKK’nın en önemli ayaklarından birisi olan Avrupa organizasyonunun faaliyetleri konusunda birebir gözlemlere dayanan sahnelerdi. Bölücü terör örgütünün finans kaynağı olarak kullandığı uyuşturucu ticaretinden enstantaneler bir efsane olmaktan çıkartılıp somut kahramanlar etrafında dile getirilmişti.
“Firarî Sevdam”, şartlı tahliyesinin yanması ile 9 yıllık bir bakiye cezasını çekmek için hapishaneye düşme tehlikesi ile karşı karşıya kalan “Altan” adlı ülkücünün sahte evrakla yurtdışına çıkartılması öyküsü ile başlıyor. Maceralı bir süreç ile nihayet Belçika’nın Anvers şehrine ulaşan Altan, yurtdışı milliyetçi Türk örgütlerinden birisinin çay ocağında çaycı olarak istihdam edilir. Bu sırada yaşanan trajikomik çekişmeleri Aytaç, o kadar canlı olarak anlatmış ki, acı acı gülümsemekten kendinizi alamıyorsunuz. Halı tamiratı konusunda ustalık düzeyinde bilgisi olan Altan, bu ‘altın bilezik’ sayesinde kısa sürede ekonomik olarak kısmen rahatlıyor ve ikametgâh olarak bir manastırın rahibelere hizmet eden barınma yurdunda kalmaya başlıyor. Bu arada gündeme gelen Altan’ın iltica talebi sırasında yaşadıkları, Avrupa ülkelerinin bölücüleri koruyup kollama tavrını net olarak ele veriyor. Ayrıca romana heyecan unsuru olarak eklenen rahibe adayı genç kızlarla Altan’ın yaşadıkları etrafında İslâm ile Hristiyanlık karşılaştırmaları kitabın ilginç bölümlerinden birisi olarak yer alıyor. Rahibe adayı genç kızlardan Altan’a ilgi duyan birisi olan “Ann” isimli bir genç kızın gönül rızası ile İslâm’ı seçtiğini anlatan bölümler eserin anlam boyutunu güçlendiriyor.
Ahmet Aytaç’ın kitabından yazımızın başına dönersek, yurtdışı seçim çevresinin 15 milletvekiline karşı gelecek şekilde yeniden tanımlanması planları yapılırken hiçbir parti yurtdışı seçmen örgütlenmesini ihmal edemez.
Yurtdışındaki Türkler ile ilgisi Başbuğ Alparslan Türkeş’ten miras olan ülkücü hareketin yurtdışı örgütlenmesini “mescid-çayocağı-kahvehane-oyun salonu dörtgeni” dışına taşımak şarttır. Bugünkü hali ile “genel merkez sanatçıları”nın ‘mevsimlik konser’lerini yurtdışı teşkilatlarının başlıca faaliyet olmaktan çıkartıp her alanda konusunda uzmanlığını kanıtlamış, Avrupa’da üçüncü kuşaktan meslek sahibi/akademisyen Türk gençlerinden alınacak destekle yeni bir örgütlenmeye gidilmesi şarttır. Aksi halde yurtdışı oy sayımı sonuçları her açıklandığında ülkücülerin, benim 7 Haziran 2105 seçimlerinde yaşadığım travmayı tekrar yaşaması kaçınılmaz olacaktır.
Bir durum tesbiti olan bu yazım kimler tarafından okunur, kimler tarafından gereği için harekete geçilir bilmem ama; bu yazıyı yazmayı “bir pozitif ülkücülük görevi” olarak değerlendirip görevimi yerine getirdiğime inanıyorum.
“Yitik Bozkurtlar” kitabından sonra Avrupa’da yaşadıklarını “Firarî Sevdam” ile kayda geçirerek ülkücü hareketin hafızasına emanet eden Ahmet Aytaç’a teşekkür etmeliyiz.
Avrupa’da Türklük aşkı ile yanan tüm soydaşlarımıza da selam olsun; hangi ülkede ve hangi şartlarda yaşıyorlarsa!
Onlar Türklüğün birer uç beyidirler; “bozgunda fetih rüyaları” gören…
______________________________________________
(1) YURTDIŞI OY ORANLARINA GÖRE BİRİNCİ PARTİ (7 Haziran 2015)
AKP: Cezayir, Fransa, Belçika, Hollanda, Almanya, Danimarka, Avusturya, Bosna Hersek, Romanya, İran, Ürdün, Suudi Arabistan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan, Avustralya, Norveç
CHP: Rusya, Çin Halk Cumhuriyeti, Güney Afrika, İspanya, Amerika Birleşik Devletleri, İrlanda, Bulgaristan, İsrail, Kuveyt, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Macaristan
HDP: Kanada, Polonya, İtalya, Ukrayna, Finlandiya, Kazakistan, Japonya, Yunanistan, İsveç, Birleşik Krallık
MHP: Arnavutluk
DİĞER: Mısır, Sudan, Umman, Yeni Zelanda, Gürcistan
Ayrıntılı Rakamlar için bkz: http://secim.haber7.com/2015/yurt-disi