Free songs
Ana Sayfa / Kültür / Siyaset / Siyasette Heyecanı Diri Tutmak

Siyasette Heyecanı Diri Tutmak

Siyasette Heyecanı Diri Tutmak

-Ülkücü Heyecanı MHP Odaklı Olarak Diriltmek Mümkün mü?-

Dr. Hayati BİCE

12 Haziran 2011 günü yapılan genel seçimlerde alınan sonuç ülkücü hareketi tatmin etmedi. Bu yetersiz sonuç yorumlanırken birçok ülkücü, suçu üstüne yıkmak için özel ya da tüzel birisini –veya birilerini- aradı. Faturayı parti yönetimine, reklam kampanyasını yürüten şirketin yetersizliğine kesenler yanında okyanus ötesindeki bazı odakların da suçlandığına tanık olundu. Bu suçlamaların gerekçesine bakıldığında önemli bir kısmı yerinde nedenlere dayanıyordu.

Ancak unutulan bir şey vardı: Resmî yapının (MHP) dışında kalan ve parti kadrosu ile kıyaslanamayacak kadar geniş bir alan üzerinde etkili olabilen ülkücü irade, bu seçimlerde daha önce hiç görülmediği kadar kendisini sürecin dışında tuttu.“Paralel MHP” diyebileceğimiz toplum içerisinde en küçük köylere kadar yayılmış olan ülkücü camia, seçim öncesinde internete saçılan videoların yol açtığı bulanık ortamda seçim sürecini üstlenmedi. Hemen hepimizi ilgilendiren bu ‘tercihli lakayt duruş’ nedeni ile hiçbir ülkücünün diğerini seçim sonuçları üzerinden suçlama lüksü yoktur.

2011 seçiminde ülkücü iradenin seçimlere boş verme duruşu, o derecede elle tutulur bir halde idi ki, MHP Genel Merkezi’nde daha adaylık başvuruları esnasında bile hemen fark ediliyordu. 2007 seçimlerinde MHP’ye adaylık için başvuruların sayısı 4 bini aşmışken bu seçimlerde adaylık başvurusunun yarı yarıya azalması bunun en somut göstergesi olarak değerlendirilebilir. Hele de aday listeleri açıklanıp fısıltı gazetesi ile yayılmaya çalışılan “bu seçimde genç adaylar daha fazla yer bulacak; kadın adaylara daha iyi sıralardan yer verilecek”söylemlerinin de asılsız olduğu görülünce hemen hiç kimsenin gönüllülük esasında bir seçim çalışması yapmağa mecali kalmadı.

Bu genel değerlendirmelerimi isimlendirerek gereksiz polemiklere neden olmak istemediğimden güncel olanın ötesine giderek 199 seçimleri ile ilgili bir anımı paylaşarak ülkücü iradenin harekete geçmeyişinin anlam ve önemi hakkında bazı gözlemlerimi kayda geçirmek istiyorum.

Yıl 1999, 18 Nisan Seçimleri Arifesi

Devlet Bahçeli’nin MHP Genel Başkanı olduktan sonraki ilk sınavı olan 18 Nisan 1999 seçimleri öncesinde Yalova’da yaşıyordum. Hemen her hafta bir araya geldiğimiz ve genel gidişatı istişare ettiğimiz 2 doktor, 1 eczacı, 1 noterden oluşan ülkücü kökenli dost grubumuz ile neler yapabileceğimizi konuşurken eczacı arkadaşımız aklına Bahçeli’nin 1998 yılı Erciyes Kurultayı konuşmasından ilham ile şu fikir geldi. [1] İnternet ülkemizde henüz yaygınlaşmamış olmasına rağmen yeni tanıştığımız interneti MHP kampanyası için kullanma fikrini bu arkadaşımız ilaç dağıtım firmalarının internet üzerinden sipariş alıp fiyat güncellemelerini yine internet ile bütün eczanelere dağıtma uygulamasından esinlenmişti. Bu fikir hepimizin ilgisini çekti ve MHP’nin normal kanallardan ulaşamayacağı kişilere internet üzerinden ulaşılabileceği konusunda mutabakata vardık. O sıralarda Türkiye’ye getiren öncü şirket olan Superonline’ın abone sayısının 100 bin civarında olduğunu düşünürseniz bugünkü internet erişimine kıyasla alınabilecek sonuç önemsenmeyebilir. Ancak burada önemli olan bir Anadolu köşesindeki küçük bir ülkücü grubun siyasi hareketin faydası için bir şeyler yapabilme arzu ve isteğidir. Sonuçta hazırlayacağımız bir metni internet ile ulaşabileceğimiz bütün Türklere yaymayı denemeye karar verdik. Ve aşağıdaki metni hazırlama görevini de ben üstlendim.

***

İnternetteki Türk Dünyasının değerli üyesi,

2 Ağustos 1998 Pazar günü Erciyes Dağı’nda düzenlenen Zafer Kurultayında MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli, yapılacak ilk seçimlerde her ülkücünün 9 insanımıza ulaşarak seçimde MHP’yi tercih etmesi hususunda ikna etmesi ile MHP’nin % 20 oy oranını bulacağını ifade etmişti.

İşte bu e-mail Dr.Devlet Bahçeli’nin bu işareti doğrultusunda size ulaştırılmıştır. Bu internet üzerinde belki de ilk kez düzenlenen bir duyuru faaliyeti olup resmi MHP organizasyonu ile hiçbir ilgisi olmayan bir sivil inisyatif girişimidir.

Bu e-mail size ulaştıktan sonra sizden iki şey rica ediyoruz:

1. MHP ‘ye oy vermeyi ve Türk siyasi hayatında MHP’nin varlığını güçlü olarak devam ettirmesinin Türk soyu ve devleti için önemli olduğunu düşünüyorsanız bu e-maili çevrenizden en az 9 -dokuz- e-mail adresine aynen postalayınız.
[ E-mail ile ulaşamayacağınız dostlarınıza cep telefonlarına not bırakmak veya telefonla görüşmek suretiyle ulaşabilir ve bu mesajı iletebilirsiniz.]

2.Seçimde MHP ‘ye oy vermeyi düşünmüyorsanız 18 Nisan 1999 sabahına kadarki sürede bir kaç dakika olsun MHP’nin “TBMM’de güçlü bir grup”la varlığı ile Türk milletinin dünya üzerinde bekası -varoluşu- arasındaki ilişki üzerine düşünün… Umarız ki en azından ülke genelindeki oy oranını belirleyen “İl Genel Meclisi” seçimlerinde oyunuzu MHP’ye vermekten kendinizi alamayacaksınız…

18 Nisan 1999 seçimlerinin Türk milleti için hayırlara vesile olması dileklerimizle…

Allah’a emanet olunuz…

Bozkurt-9 Sivil Girişim Platformu

NOT: Bu e-mail üzerine düşüncelerinizi bozkurt_9@hotmail.com adresine iletebilirsiniz.

***
Metni hazırlamıştık ama peki bu metni kimlere gönderecektik? Hepimizin elinde mevcut olan ve  iletişimde olduğumuz dost ve arkadaşlarımıza ait e-mailleri toplasanız 1000 adresi bulmuyordu. Yine de bu adresleri bir araya getirip hazırladığımız metni dağıttık. Elektronik MHP bildirisinin altında verdiğimiz adrese geri dönüşler başlayınca bu metni daha fazla insana iletme konusunda hevesimiz arttı. Bu arada bir arkadaşımız, o zamanlar önemli bir ücretsiz mail dağıtım adresi olan  kendi ismi adına @mailcity.com merkezinden adres almak istediğinde uygun alternatifler olarak çıkan adresler yanında alınamayacak adreslerin de gösterildiğini; bundan yararlanılarak mailcity’den adres edinmiş ancak hiç tanımadığımız insanlara da mail yollayabileceğimizi düşündüğünü söyledi. Bunun üzerine “Ahmet, Mehmet, Ömer, Osman, Ali , Hasan, Hüseyin” gibi erkek; “Ayşe, Fatma, Emine, Burcu, Demet” gibi bayan isimleri adına kayıtlı mailcity adreslerini muayenehanemde görevli sekreterimizin gayreti ile e-mail bankasından derledik ve şekilde elde ettiğimiz 40 bin kadar adrese yukarıdaki metni yolladık. Bu maillerin ulaştığı kişiler arasında mutlaka MHP ile hiç ilgisi olmayan insanlar vardı; belki de çok kızdılar bu mail kendilerine ulaştığında; fakat geri dönerek olumsuz bir yanıt verenlerin sayısı bir elin parmaklarının sayısını bulmazdı. Bazı mesaj alıcıları ise kampanyaya kendi çapında katılmak üzere MHP’ye destek mesajını arkadaş gruplarına dağıttığını ileten mesajlar yolladılar. [2]

Ülkücü Heyecanı Diriltmek…

Zaman zaman o günlerdeki heyecanımızı, her akşam sekreterimizden o gün kaç kişiye daha mail gönderdiğini sorarken bize bu amatörce MHP propagandasını organize edip yaptırma duygusunu veren ne idi? diye düşünüyorum. MHP Genel Merkezi’nin ve hatta ilimizdeki MHP il teşkilatının dahi haberi olmayan bu çalışmamız 18 Nisan 1999 seçimlerinde MHP’nin 40 yıllık mazisinde aldığı en yüksek seçim oranını kazanmasında ne kadar etkisi olmuştur, bilinmez. Ancak burada anlatılmak istenen ülkücü camianın 1999 seçimleri öncesinde seçimlerde MHP’nin başarılı olması için neler yapılabileceğine ilişkin bir arayışa dikkat çekmektir. Maksadım yaptığımız işi bir hkharamanlık olarak sunmak vs. değildir. Zaten bu yazıda değinene kadar, o bildiriyi de, o günkü heyecanımızı da  bir anı olarak unutmuş gitmiştim.

18 Nisan 1999 seçiminde seçimde en yaşlısından en gencine tüm ülkücü hareket mensublarına egemen olan MHP’yi destekleme arzusuna daha sonraki bir başka seçimde -ki 2007 seçimlerinde resmi müracaatımı yaparak MHP’den aday adayı olmuştum- asla tanık olmadım. [3] Zaten 1999  seçimleri sonrasında girilen bütün seçimlerde MHP’nin aldığı sonuçlar da bunun somut kanıtıdır. O seçimlerden önce ortaya çıkan konjonktürel etkenler de sözkonusu olmakla beraber ülkücü hareket mensubları 1999’da daha sonraki seçimlere göre maddi yönden çok kısıtlı imkânlarla girilen seçimlerdeki heyecanı hatırlayacaklardır.[4]

MHP tabanındaki heyecan yitimini sadece milletvekili aday listelerine, ya da son seçim öncesinde servis edilen görüntülere bağlamak kolaycılık olur. Sorunun psikolojik, sosyolojik köklerine inilmeden sadece o adayın değil bu adayın öne çıkarılması ile sorunun çözülebileceğini düşünenler fena halde yanılırlar. Çare ülkücü heyecanı, birlikte başarma duygusunu yeniden canlandırmaktadır. Asıl sorun da bunun nasıl başarılabileceğindedir.

1999 seçim kampanyasındaki 9 oy hedefine ulaşılabildiğini düşünen MHP lideri Bahçeli son seçimler öncesinde, her ülkücüden 24 oy talep ederek MHP’nin tek başına iktidarı için gerekli oy oranı olan %40 hedefine böylece ulaşabileceğini hesap ederek çıtayı yükseltti ve ülkücülerin kendi çevresindeki 24 Türk insanına ulaşarak MHP için oy istemesini talep etti.[5]

Ülkücülük: Tek Başına Kaleler Fethetmek 

Bugünkü teknolojik imkânlar ile ülkücü hareket adına nelerin başarılabileceğini de bir örnekle dikkatinize sunarak -başta kendim olmak üzere- ülkücü kimliğine önem veren herkesi içine düşülen atalet ortamından çıkmağa davet etmek isterim.

Ahmed Yesevi’nin Hikmetler kitabını (Divân-ı Hikmet) yayınladıktan sonra internet vasıtası ile bana ulaşan bazı okurlar, hikmetlerin internette erişilir hale getirilmesinin faydalı olacağını iletiyorlardı. Daha önce T. Diyanet Vakfı tarafından yayınlanan kitaptaki şiirleri korsan kitap olarak piyasaya süren bir sahtekarlığa muhatab olduğum için bu yönde bir talebi bana ileten Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde (o zamanlar) öğrenci olan bir kardeşimize internette yayınlamak üzere sadece hikmetlerin Türkiye Türkçesi karşılıklarını içeren yazı dosyasını gönderdim. Bugün internet üzerinde Divan-ı Hikmet ile ilgili en kaliteli adres olan (http://divanihikmet.net ) işte o Siyasallı gencin sadece kendi gayreti ile ve kendi harçlığından ayırdığı para ile finanse edip ortaya koyduğu bir eserdir. [6]

Ülkemiz dışından da benzeri bir övülesi çalışmayı Türk dünyasına armağan eden İletişim Fakültesi mezunu Özbek kardeşimizin http://ziyouz.com adresindeki Türkistan  Kültürü ekseninde benzersiz bir kaynak haline gelen sitesini de aynı heyecan ve azmin bir sonucu olarak dikkatlerinize sunarım. Şirali Curaoğlu isimli Özbek halk müziği sanatçısının bir eserine internette rastlamam sonrasında tanıdığım bu sitenin Türkistan ve hatta bütün Türk kültürü açısından ne kadar değerli bir kaynak olduğunu anlamak için zengin içeriğini incelemek bile günlerinizi alacaktır.

Keşke bu kaliteli sitelerin esteik ve içerik yönünden boy ölçüşebilecek örneklerini versiyonları dokuzisik.net, turkansiklopedisi.org, turkdestanlari.info, turkdunyasimuzikleri.com  vb… gibi adreslerden okuyabilme şansına kavuşmuş olsa idik!..

Nicelik-Nitelik Anlamında Sosyal Medyada Ülkücü Varlığı

Son seçim öncesinde Facebook, Twitter, MSN gibi sosyal paylaşım ortamlarında paylaşılan mesajlara bakarak; ülkücü haber sitelerinin estetik görünümlerinden tutun haber-yorum-analizlerin okunma sayılarına; yazılar altına eklenen yorumların sergilediği seviyeye bakarak bir zamanlar bu ülkenin fikir-kültür hayatının ana akımlarından birisini oluşturan ülkücülerin durumuna üzülmemek mümkün değildir. 1970’lerin Bozkurt, Töre dergilerinin ve hatta 1980’lerin Yeni Düşünce, Yeni Hafta gazetelerinin internet versiyonlarını çıkartmak o kadar da kolaylaşmış iken ülkücü camianın basın-yayın alanındaki halini görmek iç acıtıcı geliyor.

Bunca ülkücü genç internet üzerinde “geyik muhabbeti” ile saatlerini harcarken kuşağımızın pek çoğu internetin etkinliğinin farkında bile 12 Eylül öncesi kuşağının yapacağı bir şey yok denilebilir. Ancak bugün internet yaygınlığının ulaştığı hacim, erişim alanı dikkate alınarak MHP yönetiminin gerekirse para harcayıp profesyonel destek alarak ülkücü haber, iletişim, bilgi, kültür ve sanat siteleri zinciri şeklinde bir bilgi ağını hayata geçirmek zorundadır.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli adına açılan twitter hesabının izleyici sayısı bile aşılması gereken çok engel, katedilmesi gereken çok mesafe olduğunun kanıtıdır.

Hâlâ da vakit geçmiş sayılmaz.

——————————————-
İletişim: atahayati@gmail.com

[1] “Zaferler Ayı” olarak bilinen Ağustos’un ülkücü camia için bir başka anlamı da Erciyes Zafer Kurultayları’nda  paylaşılan ortak duygu ve heyecanlardı. Her yıl Ağustos ayının ilk Pazar günü Erciyes yamaçlarında bir araya gelen ülkücü camia, bir yıllık muhasebenin yapılması anlamında bir etkinlik oluşmasa bile hasret giderip ortak bilinçlerini güçlendiriyordu. Bir sabah namazı sonrası soğuk Erciyes seherinde yaktığımız çoban ateşi başında Aşık Sefai ile yaptığımız sohbet, hayatımın en tatlı anılarındandır. Her ülkücünün de Erciyes Kurultayları ile ilgili bu türden özel anıları olduğuna eminim. Başbuğ Türkeş’in vefatı sonrasındaki sancılı MHP Genel Başkanı seçimi sürecinde Devlet Bahçeli’ye olan desteğimizi; 40 yaşlarında olan bu arkadaş grubumuzun öncülüğünde “Yalovalı Ülkücüler” imzalı bir bildiri ile açıklamıştık. O sırada Ortadoğu gazetesinde köşe yazarı olan Dr. Baki Dökme bu deklarasyonumuzu bir yazısında alıntılayarak  ülke geneline duyurmuştu.

[2] Bu mesaja gelen olumsuz yanıtlardan bir kısmı komik denebilecek iddialar da içeriyordu. Genelde kendi adreslerine nasıl ulaştığımızı soran muhataplarımızdan bazıları, asla MHP’ye oy vermeyeceklerini fakat MHP’nin bu çalışmasından CHP ve ANAP gibi o günkü popüler partilerin ders alması gerektiğini yazmışlardı. Tahminim o günkü amatör iletişim kampanyamızın mesajı , ikincil yansıtma (forward) mesajları ile  100 bin kadar insana ulaşmıştı.

[3] 2007 seçimlerin Tokat’tan MHP milletvekili aday adayı olmuştum. 2011 seçimlerinde ise tezhib sanatçısı eşim Müzeher Bice, MHP’den Ankara 2. bölge aday adayı idi. Bu nedenle seçim öncesi aday belirlenme süreçleri hakkında yeterince ‘tecrübe’ sahibi olduğumu söyleyebilirim.

[4] MHP, 1999’da  5.606.583 oy ile % 17,98 ; 2002’de 2.635.787 oy ile % 8,36; 2007’de 5.001.869 oy ile % 14,27; 2011’de 5.585.513 oy ile % 13,01 oranında oy alabildi. Devlet Bahçeli’nin 2 Ağustos 1998’da Erciyes Kurultayı’nda açıkladığı %20 hedefine 18 Nisan 1999’da çok yaklaşılmıştı. 2011’de ise liderin belirlediği hedefin ne kadar altında kalındığı rakamlardan açıkça görülmektedir.

[5] 5 Aralık 2010 günü Tarsus’ta bir toplantıya katılan MHP lideri Bahçeli şunları söylemişti: “Her ülkücü arkadaşımdan 24 oy istiyorum. Bunu gerçekleştirdiğimiz takdirde, 19 milyon oy ile tek başımıza iktidara geliriz. Bu hiç de zor değil. Eğer tek başına iktidarı hedefliyor iseniz, 285 ve yukarı milletvekilinin çıkartılmasını, düşüneceksiniz, planlayacaksınız ve inanarak uygulayacaksınız. Bunu alabilmek en az yüzde 40’a yakın bir oy oranına sahip olmanız gerekir. Yüzde 40’a yakın bir oy 17’la 19 milyon arası bir oy demektir.”  MHP lideri Bahçeli’nin bu talebi internet medyasında çok tartışıldı ve Bahçeli’nin katıldığı TV programlarında da sözkonusu edildi.
http://www.cnnturk.com/2010/turkiye/12/07/iste.bahceliye.gore.iktidar.formulu.49.24/598706.0/index.html

[6]  Divân-ı Hikmet’in orijinal metni ile Türkiye Türkçesi anlamlarını ilgili akademik çalışmalarda kolayca kaynak olabilsin diye bir ücretsiz internet sitesine iki dosya halinde eklemiştim. Hak-hukuk nedir bilmez bir korsan yayıncının bu adresten kopyaladığı şiirleri hiç utanmadan aldığı internet sitesine teşekkür ile yayınlaması kitabın telif hakkına sahip olan T. Diyanet Vakfı’nın hukukunu ihlal etmişti.  İşin daha da komik olanı bu korsan kitabı ilk olarak T. Diyanet Vakfı’nın kitabevinde “Ahmet Yesevi ve Hikmetleri” adı ile satılırken görmem oldu.
Dîvân-ı Hikmet, Ahmed Yesevî, (yay. Haz. Dr. Hayati Bice); T. Diyanet Vakfı, 6.baskı, Ankara-2010.
http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=577230

Hakkında editor

Yoruma kapalı.

Yukarı Kaydır